Kaçak Bahis Siteleri ile Sosyal Medyada Kazan 🍀

Mehmet Faysal Söylemez’den Browning marka 72145 seri sayılı 9 mm. 9 mm. çapında MKE yapısı UZİ marka 9 adet mermi, 7.62x39 mm. Devlette görevli bazı kişilerin Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin’den talimat aldıkları ve bunun İçİşleri Bakanı dahil bir takım yüksek yerlerin bilgisi dahilinde olduğu söylenmektedir.” şeklinde iddia edilen hususlara yer vermişlerdir. 3.11.1996 tarihinde sorumluluk bölgesi içinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili olarak, olay yerine giden jandarma yetkililerine, kazaya karışan Mercedes otomobilde iki adet MP-5 otomatik tabanca, beş adet çeşitli marka veçapta tabanca ile bunlara ait iki adet susturucu, toplam onüç adet jarşör ve mermilerin ele geçirildiğini, olay yerinde keşif yapıldığı, bilirkişi raporu ve olay yeri krokisi ile kaza yapan araçların durumlarının fotoğrafla tespit edildiği, ölenlerin üzerlerinde yapılan incelemede, ölen Hüseyin KOCADAĞ üzerinde Emniyet Genel Müdürlüğüne ait polis kimliği, banka kartları, sigorta kartı ile gazete kağıdına sarılı olarak 0,33 cm. Buna göre; Öldürme olayının soruşturulması görev ve yetkisi Sarıyer C.Başsavcılığına aittir.Cürüm işlemek için teşekkül meydana getirmek yönü ile olayın soruşturulması görev ve yetkisi İstanbul DGM.C.Başsavcılığına aittir.Öldürme olayının zanlıları 3 polis memuru ve 2 sivil şahsın İstanbul emniyet Müdürlüğünden Sarıyer C.Başsavcılığının bilgisi dışında alınarak Emniyet Genel Müdürlüğüne getirilerek C.Başsavcılıklarına haber verilmeden serbest bırakanlar, bu talimatı verenler dönemin İçişleri Bakanı Mehmet AĞAR, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Halil TUĞ, Özel Harekat Daire Başkanvekili İbrahim ŞAHİN, İstanbul Emniyet Müdürü Kemal YAZICIOĞLU ve Emniyet Müdür Yardımcısı Bilgi ÜNAL haklarında adli görevi ihmal suçundan yetkili C.Başsavcılığınca soruşturma yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.İdari yönden Emniyet Genel Müdürlüğünce soruşturma yapılmıştır.Hatta bu durum birçok MAFYA gruplarında da görülmektedir. Hatta bir kısım örgüt mensuplarının suçluluk psikolojisi içersinde daima izleniyor psikolojisi ile hareket ettikleri ve bu nedenle sık sık evhamlana kapılıp meskenlerinde gizli izleme cihazı taraması yaptırdıkları, örgüt yöneticilerinin de aynı psikoloji içersinde bu konuda şikayeti olan örgüt https://www.sitotalpainting.com/39147119 mensuplarına gerekli yardımı sağladığı görülmüştür. Örgüt mensuplarının kendi aralarında yaptıkları telefon konuşmalarında bu hususları açıkça ifade ettikleri görülmüş ve doğruluğunu ifade etmek için bir koç örnek verilmiştir. Mehmet Fikri KARADAĞ liderliğindeki bu hücre yapılanması içersinde hiyerarşik bir ilişki olduğu, belirli bir emir komuta zinciri içinde hareket ettikleri, örgüt mensuplarının sözde yüzbaşı,binbaşı,komutan,karargah,operasyon v.b. Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ liderliğindeki Ergenekon Terör Örgütünün hücre yapılanmasının, halkı kin ve düşmanlığa tahrik yönündeki propagandalan öylesine etkili olmuş olacak ki,Kayseri ilinde yaşayan bir vatandaşın bulunduklan bölgede ki Kürt kökenli vatandaşlarla yaşadığı sorunu adli merciler ya da güvenlik güçlerine bildirmek yerine İstanbul'da bulunan Mehmet Fikri KARADAG'a bildirerek yardımını talep ettiği, diğer taraftan yine üst komşusu ile sorun yaşayan başka bir vatandaşın yaşadığı problemi resmi mercilere intikal ettirmek yerine Mehmet Fikri KARADAG'a bildirerek yardımını talep ettiği telefon görüşmeleri içeriğinden anlaşılmaktadır. Kuvvayı Milliye Demeği Başkanı şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ ile Ulusal Birlik Hareketi Platformu Başkanı şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'ın şüpheli Sevgi ERENEROL'un toplantılarına katıldığı, şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'm bir dönem Merkezi Ankarada bulunan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği demeğinde görev aldığı tespit edilmiştir.

MAFYA GRUPLARININ TÜMÜYLE GÖZDEN GEÇİRİLMESİ, DENETİM VE KONTROL ALTINA ALINMASI, Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden ERGENEKON terör örgütünün bu yöntemi gerçekleştirebilmek için öncelikle MAFİA dokümanını hazırladığı, bu doküman ile ülkemizde faaliyet gösteren MAFİA gruplanm nasıl ve ne şekilde kontrol ve denetim altına alacağını belirlediği, devamında da ülkemizde ulusal ve uluslar arası düzeyde faaliyet gösteren ve liderliğini Sami HOŞTAN, Sedat PEKER, Semih Tufan GÜLALTAY, Ali YASAK'm yaptığı çıkar amaçlı suç örgütlerini bizzat denetim ve kontrol altına aldığı, gerektiğinde anılan suç örgütlerini amaçları ve hedefleri doğrultusunda kullandığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla elde edilen tüm bu deliller; Uluslar arası Noel Baba Barış Konseyi, Büyük Hukukçular Birliği Demeği, Ayasofya Demeği, Büyük Güç Birliği Demeği, Kuvva-i Milliye Demeği, Kuvayı Milliye Demeği, Milli Güç Platformu ve Ulusal Birlik Platformunun "ERGENEKON" terör örgütüne bağlı sivil toplum kuruluşları olduğu anlaşılmaktadır. 21. yüzyıl dünyasında uluslar arası ticaret arenasının istihbarat örgütlerinin denedim ve yönetimde olacağını bu nedenle Ergenekon'unda doğrudan kendi örgütüne bağlı holdingler ve bankaları süratle kurup ideolojiye uygun ekonomi politik denge sağlaması gerektiği, özetle Ergenekon'un üretim tesislerine, ticari holdinglere ve bankalara ihtiyacının olduğu belirtilmiştir. Mehmet Fikri : "A., suç olmadığı için dava açamazlar, suç unsuru yok", A.: "açsa da ..biraz halk hareketi ivme kazansın, bir iki tanesi geberdi mi, ondan sonra güç olduğu zaman bir şey olmaz, bu iş kitleselleştimi ondan sonra defolup giderler" ,.. Yine aynı dosyada mevcut görüşme tutanaklarından yer altı dünyasının mafya babalan olarak bilinip birçok defa yargılandıklan bilinen Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN Yakup Kürşat YILMAZ, Ayhan ÇARKIN, Ziya BANDIRMALIOĞLU ile REİS(kod) Sedat PEKER in görüşmelerinin bulunduğu, aralannda işbirliği ve gizli bir hiyerarşik yapının olduğu, Yine aynı dosyadaki görüşmelerde REİS(kod) Sedat PEKER şüpheli Güler KÖMÜRCÜ ile yaptıklan görüşmede: gizli toplantıda ülkede karışıklık çıkarma kararının alındığı bu aşamada olaym basmda yer alması üzerine REİS(kod) Sedat PEKER nin şu an kaosa ihtiyaç yok ülkenin durumu iyiye gidiyor şeklinde görüşmeler yaptıklan bu görüşmeleri REİS(kod) Sedat PEKER in bir çok şahısla tekrarladığı, bunu da muhtemelen telefonlannm dinlendiğini bildiği için dezenformasyon amaçlı olarak yaptığı anlaşılmaktadır.

Dernek tüzüğü incelendiğinde: Derneğin gerçekte Türkiye için çalışan ve Türk insanını olumlu yönde bilinçlendirmek için kurulmuş ve bu yönde toplum yaranna olumlu faaliyetler organize eden bir yapısının ve amacının bulunduğu anlaşılmıştır. Mersin ilinde bir Türk-Kürt savaşı çıkarılmasının planlandığı, Mersin' de Türk bayrağının hakarete uğradığı, Mersin İlinde nevruz gösterilerinin de oluşturduğu bir gerilimin olduğu, Türk bayrağı rozeti takan kişilerin dahi dövüldüğü, Mersin' in yerlilerinin dövülerek ve gerektiğinde öldürülerek mallarının ellerinden alındığı yönünde tespitlerle hareket ederek bir bayrak yürüyüşü yapma ihtiyacı hissetmeleri gerekçeleriyle, 15 Nisan 2006 tarihinde Mersin İlinde dev bir bayrak yürüyüşü düzenlediği ve yaklaşık 80 bin kişinin katıldığı, hazırlık çalışmalarını Mesut SEZER ve arkadaşlarının yaptığı, daha sonra derneğin faaliyetlerini tanıtmak amacıyla köylere ziyaretler yaptıkları ki bu ziyaretlerin birinde Mesut SEZER' in "Damarlannda Türk kanı akanlar mitingimize katılsınlar" ve Mersin' de bir yörük kahvesinde toplanan köylüleri iki kilometrelik bayrak yürüyüşüne davet ederken, "Birlik ve beraberliğimizi nasıl sağlayacağız, az önce söylediğim gibi bütün siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakacağız. Siyasi görüşlerimiz, dini inancımız, yaşayış tarzlarımız nasıl olursa olsun damarlarımızda Türk kanı varsa ayın 15' inde saat 11:00' de Devlet Hastanesinin önünde olacağız ve Türk bayrağımızı Mersinde yürüteceğiz", köylülere hitaben "Maalesef artık Diyarbakır' a bir Türk şehri diyebilirmiyiz arkadaşlar? Diyebilirmiyiz size soruyorum?, Mersin' e artık diyemiyoruz değil mi? Mersine de diyemiyoruz. İki sene sonra Mersine de Türk şehri diyemeyeceksiniz. Bu bir İstiklal Savaşıdır arkadaşlar" ifadelerini kullandığı tespit edilmiştir.

ALİ: Ak partiyi bitirme değilde bizim hakkımızı bitiriyorlar AHMET: Bunlar bizim hakkımızı bitiremezler ALİ: Esnafın ve sanatkarın hakkını bitiriyorlar eeee uğraşıyorlar bizde onlara karşı mücadele ediyoruz AHMET: Haaa bana ne yapacağım varsa onu söyle ben onu yaparım ALİ: Ayın 30 unda mitingle ilgili bütün ekiplerin bize destek olmasını sağla AHMET: Ben sana 10 dene ne kadar adam istiyorsan indirecem tamam mı? ALİ: Ne yapıyon mersin işini, AHMET: Mersin işi bitecek abi bitecek ALİ: Bi bakta eeee bizim ayın 30 unda burda mitingimiz var AHMET: Abi bu Ak partiyi güvenilir oyun siteleri bitirmek için Allah aşkına elinizden geleni yapın yav. Derneğin genel Başkanı Taner ÜNAL' in Dernek Sekreteri Mesut SEZER' in Mersin' in Yörük köylerinde yaptığı kışkırtmayı savunduğu ve "Bayrak Yürüyüşü" öncesi ve sonrası tehdit aldıklarını ilettiği belirtilmiştir. Kürt kökenli vatandaşların nüfusunda ciddi artışların yaşandığı bilinen Mersin ilinde yaptırmış olması dikkat çekicidir.

Bu silahlardan ve mermilerden bir bölümünün Özel Harekat Daire Başkanlığı kaynaklı oldukları ve 1993-1994 yılları itibariyle Emniyet Genel Müdürlüğünde kuvve kayıtlarında bulunmaları gerektiği tesbit edilmiştir. “Adı geçen şahsa ait olan Emperyal Otelcilik ve Turizm Ticaret A.Ş., 23.01.1995 tarihinde açılan HAVAŞ’ın satışına ilişkin ihalede teklif verdiği, ancak sözkonusu Şirketin iştigal mevzuu ve yapısı itibariyle 4046 sayılı Özelleştirme Kanununun genel ilkelerine uygun olmadığı gözönüne alınarak adı geçen Şirket ihale dışı bırakılmıştır. “ Adı geçen şahıs https://modeliuagentura.lt/0sj6ef9pbb hakkında Asayiş Şubesi İnfaz Büro Amirliğinde Yakalama ve Gıyabi Tevkif müzekkeresi bulunmadığı, ilimizde bulunan İstanbul ve bağlı İlçe C.Başsavcılıkları ile bu konuda yapılan yazışmada, Şişli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 1993/10781 Hazırlık sayılı ile Gıyabi tevkif Müzekkeresi çıkartıldığı ve bu olay İstanbul 1.Ağır Ceza Mahkemesine intikal ederek 1996/155 esas sayısını aldığı, ancak Gıyabi Tevkif Müzekkeresi İstanbul C.Başsavcılığının 26.06.1996 gün ve 1996/155 sayılı yazısı ile düşümü yapılarak evrak İstanbul C.Başsavcılığına iade edildiği, ayrıca İstanbul C.Başsavcılığından alınan cevabi yazıda şahsın Çorlu 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 1986/10321, 1986/321 sayılı kararı ile Askeri Ceza Kanununun 66/1-A maddesine muhalefetten 5 ay hapis cezası bulunduğu, ancak evrakın 06.03.1991 tarih ve 1991/15-66 sayı ile infaz mahalline gönderildiği bildirilmiş, yine İstanbul C.Başsavcılığınca Hazırlık Bürosu bilgisayar kayıtlarında 1995/5780 Hz.


Linked News:

casino güncel giriş bonanza casino şeker oyunu betebet telegram bahsegel 864